NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
الْبَزَّازُ
حَدَّثَنَا
جَرِيرُ بْنُ
عَبْدِ
الْحَمِيدِ
الضَّبِّيُّ
عَنْ
مَنْصُورِ
بْنِ
الْمُعْتَمِرِ
عَنْ رِبْعِيِّ
بْنِ حِرَاشٍ
عَنْ
حُذَيْفَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا
تُقَدِّمُوا
الشَّهْرَ
حَتَّى
تَرَوْا
الْهِلَالَ
أَوْ تُكْمِلُوا
الْعِدَّةَ
ثُمَّ
صُومُوا
حَتَّى تَرَوْا
الْهِلَالَ أَوْ
تُكْمِلُوا
الْعِدَّةَ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَرَوَاهُ
سُفْيَانُ
وَغَيْرُهُ
عَنْ
مَنْصُورٍ
عَنْ رِبْعِيٍّ
عَنْ رَجُلٍ
مِنْ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لَمْ
يُسَمِّ
حُذَيْفَةَ
Huzeyfe (r.a.)'dan; demiştir
ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu;
"Hilali görünceye
veya (Şaban'ın) sayısını (otuz'a) tamamlayıncaya kadar (Ramazan ayını) öne
almayınız, sonra (Şevval) hilali(ni) görünceye veya (Ramazan'ın) sayısını
(otuza) tamamlayıncaya kadar oruç tutunuz.”
Nesaî, sıyâm;
Dârekutnî, Sünen, II, 161.
Ebû Dâvud dedi ki: Bu
hadisi, Süfyân ve başkaları Mansur'dan, Mansur RibVden o da Huzeyfe'nin adım
vermeden, Rasûlullah (s.a.v.)'ın ashabından bir adamdan diye rivayet
etmişlerdir.
İzah:
Nesaî, "Mansûr'un talebelerinden
Cerir'den başka hiçbirinin bu hadisi Huzeyfe'ye isnad ettiğim bilmiyorum."
der.
İbnu'l-Cevzî, Ahmed'in
bu hadisi zayıf saydığını söylemişse de bu kendisinin bir vehmi kabul
edilmektedir. Çünkü bir çök kaynakta Ahmed'in, Cerir tarafından Huzeyfe'nin
adının anılmasının vehm olduğunu söylemeyi murad ettiği kaydedilir. Doğrusu
Sahâbînin adının tam belli olmayışıdır. Sahâbînin bilinmemesi hadisin
sıhhatine zarar vermez.
Tenkîh'de
"bil-cümle hadis sahih, ravileri sikadır" denilmektedir.
Hadis-i şerif, mutlak
olarak Şaban'ın son günü başka bir ifade ile Şaban'ın son günü mü yoksa
Ramazan'ın ilk günü mü olduğu bilinmeyen günde orucu yasaklamaktadır. Yasak, o
gün oruç tutmanın haram olmasını gerektirir. Davud-ı Zâhirî'nin görüşü budur.
Cumhûr-ı ulemâya göre
önceden gelme bir âdeti olmadığı takdirde adı geçen günde oruç tutmak
mekruhtur. Bu konu ileride ayrıca ele alınacaktır.